21 Ocak 2011 Cuma

Element Kavramının Tarihsel Gelişimi

   Aristo’ ya göre madde, “su, toprak, ateş, hava” olamk üzere dört ana elementten oluşmaktadır. Bu kabul tamamen düşünceye dayalı hiçbir genel gerçeklik temeline oturmayan madde algısıdır. Aristo her şeye uygun gelen özelliklerin sıcak, soğuk, kuru ve yaş olarak bulunduğunu varsaymıştır. Bunlar aşağıdaki şekilde de görüleceği üzere ikişer ikişer farklı şekillerde birleştiğinde en fazla altı çift elde etmiştir (Sıcak-ıslak, ısla-soğuk, soğuk-kuru, kuru-sıcak, soğuk-sıcak, kuru-ıslak). Fakat bunlardan soğukla sıcak ve kuruyla ıslak birbirinin zıttı olduğu için yok edilebilir ve sonuçta dördü kalır. Aristo maddeleri dört ana element olarak kabul ettiği su, toprak, ateş ve havanın değişik şekillerde birleşmesi sonucu oluştuğunu ve bu maddelerin sıcak-ıslak, ıslak-soğuk, soğuk-kuru, kuru-sıcak, gruplarında birbirine dahil olabileceğini varsaymıştır. Örneğin soğuk ve ıslak, suyu (sıvı); soğuk ve kuru, toprağı (katı); ıslak ve sıcak, havayı (gaz); kuru ve sıcak, ateşi (yanıcı) oluşturur.

Aristoya göre elementler
 
 
   Rönensans döneminde bilim insanları, element kavramına yeni bir yorum getirmişlerdir. Bu yorumlar, bilimsel temele daha yakındır.

   Yeni bilimsel bulgular ve ayırma tekniklerinin keşfedilmesi, element kavramının bugünkü şekliyle algılanmasına sağlamıştır.

   Kendinden daha basit maddelere dönüşmeyen saf maddelere element denmesine karşılık radyoaktifliğin keşfiyle birlikte atomun küçük parçacıklardan oluştuğunun anlaşılması, bu tanımlamanın sakıncalı olduğunu gösterir. Uranyum ve toryum gibi elementlerin atomlarının radyoaktif bozunma ile farklı element atomlarına dönüşmesi, buna örnek olarak gösterilebilir. Ayrıca bu element tanımının bir sakıncası da kireç, sodyum hidroksit, su gibi zor ayrışan, bileşiklerin uzun süre element olarak kabul edilmesidir.
Atomlardaki proton sayısı elementlerin kimlik özelliğini oluşturur. Her elementin proton sayısı birbirinden farklıdır. Örneğin oksijen elementi atomlarında 8 proton bulunurken, kükürt elementi atomları 16 protondan oluşur.

   Uygulanan bilimsel çalışmalar sonucunda saf olarak elementlerin elde edilmesinden sonra bunların birbiriyle değişik oranlarda etkileşimleri sorgulanmaya başlanmış, bunun sonucunda kimya ile ilgili belli kanunlar keşfedilmiştir. Rönesans döneminde Hollandalı kimyacı Van Helmont (Van Helmont, 1577-1644) deneylerinde teraziyi kullanarak kimyasal çalışmalara nicel özellik kazandırmıştır.



   Not: Ekbilgiler.Com benim sitemdi. Bazı maddî nedenlerden dolayı kapattım. Yani (Ç)alıntı yapmadım.

1 yorum: